"Bazen göz kapağı derisinde torbalanma olmadan sadece sarkma ya da gevşeme vardır. Göz kapağı estetiği ameliyatı ya da blefaroplasti, tam da bu durumda devreye girer. Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Güniz Eker Uluçay, göz kapağı estetiğini anlatıyor."

Göz kapağı düşüklüğü; çeşitli nedenlere bağlı olarak doğuştan var olan veya sonradan gelişen, göz kapağının gözün renkli kısmını bir milimetreden daha fazla bir uzunlukta örtecek şekilde düşük olması şeklinde görülen bir sağlık sorunudur. Gözlerden yalnızca bir tanesinde veya her iki gözde birden görülmesi söz konusu olabilen göz kapağı düşüklüğü başlı başına bir sorun olabileceği gibi altta yatan farklı bir sağlık sorununa bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Gerek görme kabiliyetinde sorunlara neden olması, gerekse estetik anlamda istenmeyen bir görüntüye sebebiyet vermesi nedeniyle göz kapağı düşüklüğü tedavi edilmesi gereken bir durumdur.

Göz Kapağı estetiği ameliyatı ya da blefaroplasti, göz kapaklarına uygulanan estetik cerrahi girişimdir. Bu girişimde, alt ve üst göz kapaklarındaki fazla yağ dokusu, deri ve kısmi kas fazlalıkları ile birlikte çıkarılır. Ancak çıkarılan doku miktarlarının çok iyi planlanması gerekir. Düzgün yapılmış bir blefaroplasti hastaya daha genç bir görünüm kazandırır. Göz estetiği lokal anestezi altında yapılabilir. Bu operasyon yaklaşık 45 dakika sürer.

Yaşlanmayla birlikte, üst ve alt göz kapaklarında sarkmalar ya da torbalar oluşur, buda kişilerin yorgun görünmesine sebebiyet verebilir. Zayıflayan yüz kasları, göz kapağı düşüklüğü ile sonuçlanır. Gözün çevresinde yağ torbaları oluşturur.

Aynı zamanda yaş ve yer çekimi, kaş bölgesinin de sarkmasına neden olur. Görünüşü etkileyen göz kapağı düşüklüğünün yanı sıra, oluşan bu sarkmalar görüş bozukluğuna ve göz yorgunluğuna da yol açabilir.

Tecrübeli bir plastik cerrah tarafından yapıldığında, komplikasyonları oldukça az olan bir operasyondur. Hastalarda ameliyat sonrası birkaç gün morluk ve şişlik oluşabilir. Ancak günümüzde uyguladığımız tekniklerle bu ihtimal oldukça azdır. Her cerrahi girişimden sonra az veya çok görülebilen bir iz (skar) kalır.

Önemli olan bu izin çok ince ve belirsiz olmasıdır. Önceleri pembe renkte olan ameliyat izi zamanla normal ten rengine dönüşür. Hastalar genellikle ertesi gün günlük hayatlarına dönebilirler.

Okumaya devam edin